Orijinal adı “Psycho Therapy: The Shallow Tale of a Writer Who Decided To Write About A Serial Killer” olan “Saykoterapi: Bir Seri Katil Hakkında Yazmaya Karar Veren Yazarın Sığ Hikâyesi”, dünya prömiyerini geçtiğimiz yaz New York’ta düzenlenen 2024 Tribeca Film Festivali’nde yaptı ve festivalde Seyirci Ödülü’nü kazandı. Geçtiğimiz günlerde ise yine New York’ta vizyona giren film, Türkiye prömiyerini 44. İstanbul Film Festivali’nde yaptı. Kara komedi türündeki film, 18 Nisan Cuma günü Chantier Films dağıtımcılığında Türkiye’de vizyona girdi.
Yeni kitabını yazarken zorlanan Keane, bir yandan da sarsılan evliliğinin derdine düşmüştür. Bolca içtiği bir gece, onun en büyük hayranı ve emekli bir seri katil olduğunu iddia eden Kollmick adında tuhaf bir adamla tanışır. Kollmick çok sarhoş olan Keane’i kendisi hakkında yazmaya ikna etmeye çalışır ve tesadüfen Keane’in karısı Suzie ile tanıştığında da işleri bozmamaya çalışır. Kollmick sabahları evde evlilik danışmanlığı, akşamları yeni kitap için seri katil danışmanlığı yapmaya başlar.
Başrollerini ABD’li yıldızlar Steve Buscemi, Britt Lower, ve John Magaro’nun paylaştığı filmin yönetmeni Tolga Karaçelik ve oyuncusu Tuğçe Altuğ, Muammer Brav'la Ekşın'ın konuğu oldu.
Yeni kitabını yazarken zorlanan Keane, bir yandan da sarsılan evliliğinin derdine düşmüştür. Bolca içtiği bir gece, onun en büyük hayranı ve emekli bir seri katil olduğunu iddia eden Kollmick adında tuhaf bir adamla tanışır. Kollmick çok sarhoş olan Keane’i kendisi hakkında yazmaya ikna etmeye çalışır ve tesadüfen Keane’in karısı Suzie ile tanıştığında da işleri bozmamaya çalışır. Kollmick sabahları evde evlilik danışmanlığı, akşamları yeni kitap için seri katil danışmanlığı yapmaya başlar.
Başrollerini ABD’li yıldızlar Steve Buscemi, Britt Lower, ve John Magaro’nun paylaştığı filmin yönetmeni Tolga Karaçelik ve oyuncusu Tuğçe Altuğ, Muammer Brav'la Ekşın'ın konuğu oldu.
Kategori
🎥
Kısa filmDöküm
00:00Bu da?
00:01Şşşş.
00:02Belki he thinks I'm trying to kill him.
00:04What do you mean by that?
00:06Tick.
00:08Tuck.
00:10Tick.
00:11Am I gonna die?
00:12Tuck.
00:13Tick.
00:14Will I survive?
00:15Tuck.
00:17Tick.
00:18You.
00:19Tuck.
00:20Are going.
00:21Tick.
00:22To die.
00:23Tuck.
00:24Ok.
00:25I think we can wrap up today's session.
00:27Wait.
00:28What would happen?
00:29They would kill each other for the film rights for this.
00:32Film rights?
00:33They didn't know what to say.
00:36Up comes potatoes.
00:37What are you talking about?
00:39What are you talking about?
00:41Marriage is a living organism.
00:45It can grow or die.
00:49This will be the best thing I have ever written.
00:52I even thought of a title.
00:53What is it?
00:54Nice.
00:55Yeah.
00:56Smooth.
00:57Yeah.
00:58Smooth.
00:59Yeah.
01:00Action done.
01:01Hepinize merhaba.
01:03Action done.
01:04Hepinize merhaba.
01:05Bu hafta vizyona giren yeni bir filmin yönetmeni sevgili Tolga Karaçelik ve oyuncularından biri sevgili Tuğçe Altı'yla birlikteyim.
01:28İkinize hoş geldiniz.
01:31Nihayet ben de bir zinciri kırdım galiba.
01:33İki aydır program mı yapmıyordum.
01:34İyi ki filmini çıkardın.
01:35Hepimiz hoş geldik o zaman.
01:36İyi ki filmini çıkardın.
01:38Şimdi bakmak zorundayım kağıdıma.
01:41Yarısını kaplamış durumda sayfa.
01:44Evet göstereyim.
01:46Filmin adını.
01:47Konusunu.
01:48Konusunu Tuğçe'den deneyeceğim.
01:50Orada oradan.
01:51Orada oradan.
01:52Orada oradan.
01:53Eyvah.
01:54Psychotherapy.
01:55Efendim.
01:56Üst başlık mı diyelim.
01:58Bir seri katil hakkında yazmaya karar veren yazarın Sığ hikayesi.
02:02Teşekkür ederiz bu kadar uzun bir film ismi koyduğun için.
02:06Literatüre de geçecek herhalde bu.
02:08Türk sinema tarihine de girecek.
02:09Var mı bu kadar uzun isimde?
02:10Bir de bir de herkese laf sokuyordum ben.
02:12Özcan'ı falan.
02:13İşte Rüzgar'ın hatıraları falan.
02:15Hiçbir aklıma gelmiyoruz.
02:16Kelebekler diyorum.
02:17Sarımbaşık diyorum.
02:18Gişemeyin.
02:19Öyle olmalı falan derken.
02:24Bir dener misin bize?
02:25Bu konularda çok şeyimdir.
02:27Evli bir çiftimiz var falan diye.
02:29Bence Tolga anlatsın.
02:31Çok iyi anlatsın.
02:32Buyur buyur.
02:33Bütün sorular ona gelecek.
02:34Olsun dinlediniz ya.
02:36Peki hadi anlat.
02:37Şey değil çünkü ben biliyorsun çok dağınık anlatıyorum böyle şeyleri.
02:41Sıkılmış olabilirsin hep konuşuyor.
02:43Konusu ne?
02:44Filmimizin konusu ne?
02:45Filmimiz milattan önce 40 bin yılında Sulawanya'da başlıyor.
02:48Çok güzel başladı mesela.
02:49Bu halalı bir gün iş oldu.
02:51Evde bir çift var diye giriyorduk.
02:53Evet.
02:54Ve esasında bir seri katilin yanlışlıkla bir evliliğin hem danışmanı olması bir yandan da boşanmakta olan bir çift.
03:01Bu evlilik danışmanlığa ihtiyaçları var.
03:03Bir seri katillik hakkında danışmanlık yapacakken yazara koca yazar çünkü bir anda kendine aynı anda hem kocanın danışmanı seri katillik hakkında danışmanı bir yandan da evlilik danışmanları çiftliği olarak buluyor.
03:17Ve buradan da başlayan olaylar gelişir.
03:20Peki şimdi anlattığı şey sanki böyle ciddi bir size hikaye izletecek hissi yarattı Tolga'nın eminim ama öyle değil.
03:29Kahkahalarla izliyorsunuz.
03:31Çok eğleniyorsunuz.
03:32Tabii bir takım şeyler de kulağınıza yer etmiyor değil.
03:35Hani aman dur şunu da aldım cebime koydum da diyorsunuz.
03:38Ne gibi?
03:39Evlilik hakkında.
03:41Doğru. Esasında filmimiz evlilik hakkında.
03:43Yani bir çiftin çift olmaya inancı esasında çift olmaya devam etmesi hakkında.
03:48Dolayısıyla şimdi tabii bunları anlattık ama Tolga'yla işte Tuğçe'yle başladık ama eminim biliyorsunuz çoğunuz ama İngilizce bir film bu.
03:58Ve sinemanın en sevdiğimiz aktörlerinde artık ikincisini de özellikle biraz sonra konuşalım.
04:04Biraz John McGarroll hakkında.
04:06McGarroll bu nasıl okundu?
04:07McGarroll değil mi?
04:08Doğru söylüyorum.
04:09McGarroll doğru.
04:10Dev, dev, dev bu şey mi?
04:13Ya hadi nasıl oldu?
04:15Daha da şu anda daha da şey.
04:18Ya Brit Lover.
04:19İstan'da hiç yok ama Brit Lover şu anda.
04:21Bak IMDB İstanbul'da bir ara bir numaraydı.
04:24Geçen iki hafta önce falan.
04:27Delirmiştiniz zaten iyi hafta.
04:29Baktım.
04:30O gün böyle baya bir.
04:31Şimdi efendim film ilk önce Türkiye'deki ilk gösterimi İstanbul Film Festivali'nde yaptı.
04:36Ana yarışmada yarışıyor.
04:38Ödüller salı akşamı açıklanacak.
04:40Doğum günü.
04:41Doğum gününde mi?
04:42Doğum gününde mi?
04:43İnşallah o zaman.
04:44Bir hediye.
04:45Bir hediye sana.
04:47İstanbul Film Festivali'nde gösterildi.
04:51Filmden sonra da bir soru cevap yapıldı.
04:53Onu da ben yaptım.
04:54Filmin kadın oyuncusuna bayıldığımı ve hiç tanımadığımı söylediğimde salon bir uğultu koptu.
04:59Evet.
05:00Ve devam ediyorsun hala John Mugabe falan.
05:01Brit Lover'ı izlemedin mi?
05:03Yok.
05:04İzlemedim yalnız.
05:05Güzel dizi.
05:06Ya Tuğçe sen sevdin ikinci sezonu ama ben uyuyordum sürekli o ikinci sezonu.
05:09İlk sezonu izlerken.
05:10Yani bakacağız.
05:11İlk sezonu çok güzeldi evet.
05:12Evet ikinci sezon.
05:13Duyuyorum tabii şeyi de.
05:15Ben yani ikinci sezonda ama Jettek'im herhalde o yüzden de olabilir.
05:19Sürekli uyuyor.
05:20Olabilir olabilir ama o diziyi ben zaten filmden önce de Brit Lover'ı orada çok beğenip izlemiştim.
05:24Hatta o casting sürecinde onun ismi geçince çok iyi bir oyuncu giydin mutlaka.
05:30Severus gösterilmiş miydin sen seçtiğinde?
05:33Evet ama ben izlememiştim Tuğçe izlemiştim.
05:35İlk sezonu çıkmıştı galiba.
05:36Bunu da döke söylemedik ama süre söylemeyin.
05:40Severus sadece onun için bir daha izlemek.
05:43Severus iyi dizi.
05:44Vaktim kalmıyor var.
05:46Evet evet.
05:47Ben daha çok film izliyorum anca yetişiyorum diye düşünürken.
05:50Ben de ben de şey oluyor dizide ben hemen terk ediyorum diziyi.
05:53Anlayınca kafasını Tuğçe daha dizici izlerim.
05:56Ben severim izlerim.
05:57Ben böyle 4 bölüm 5 bölüm ah çok iyi diyorum bazen ama neleri bıraktım ya.
06:01World Warg Empire'ları bıraktım.
06:03Aksaşın devam etmedi mi?
06:05Bir tek Sopranos ve şey ben de Sayın Feyyaz Sopranos.
06:09Ama Severus'u izledik beraber.
06:11Severus ilk sezonu izledik ama sen ittirmeseydin ben bitirmezdim.
06:14Ben kötü bir huyum var benim ne filmi ne kitabı ne diziyi.
06:18Başladığımı bitirmeden bırakamam.
06:21Çok da zamanıma üzülürüm aslında ama öyle bir de huyum var işte.
06:25O yüzden başlarsam bitiririm ben de mutlaka.
06:28Peki hadi kastın oluşumundan biraz bahset ya.
06:31Bu 3 tane şahane oyuncuyu nasıl ikna ettiniz? Nasıl oldu?
06:35Ya her şey galiba böyle 5 sene önce falan mı başladı esasında düşündüğüm için?
06:39Pandemi falan girdi araya.
06:40Kast süreci daha sonra tabii ki de.
06:42Ha Steve'in ilk okunması Lucinda's Season.
06:452022 çünkü ben Almanya'daydım oradan hatırlıyorum.
06:48Yani neredeyiz şimdi biz?
06:492022'de görüşüyordun.
06:50Ha görüşüyordun da senaryo daha önce gitmişti.
06:52Tabii işte 2022 yılı içinde.
06:552020 falan pandemi öncesindeydi yani.
06:57Olabilir.
06:58Evet Lucinda's Season diye bir kast sektörümüz vardı.
07:00O da nasıl oldu?
07:02Ya işte Sundance'de bazı insanlarla tanıştım.
07:06Onlar beni tanıştırdılar vesaireler.
07:08Baktığın zaman zaten hani o öyle adım adım gelişen bir şey oldu.
07:12Benim ilk filmim MoMA'nın arşibinde New York'ta açılıştı.
07:15Yişe memuru.
07:16Evet.
07:17İkinci film Sundance'de ve sonra titri.
07:19Sarmaşık.
07:20Hatırlatmalar yapıyorum ben yandan.
07:22Ne oldu kelebeklerden sonra?
07:24Sarmaşıklar ve kelebek oldu.
07:25Bazı çoğu insanları söylüyor.
07:27Tabii o kelebeklerin Sundance'de bir köprü alması o yolu biraz daha genişletiyor değil mi?
07:33Evet.
07:34Yani tanışıyorsun.
07:36İnsanlarla tanışıyorsun.
07:37Çünkü film yapmak orada endüstri olduğu için tek başına yapmıyorsun.
07:41İşte bahsettiğim Lucinda's Season.
07:434-5 tane cast direktöründen en önemli.
07:45Bir tanesi Batman'ler, Aquaman'ler, Jack'ler, Jack'ler, Jack'ler, Jack'ler, Jack'ler, Jack'ler, Jack'ler, Jack'ler.
07:49Hani o senaryoyu çok beğendi.
07:52Onda da işte Sundance'de tanıştığım bir insan vasıtası tanıştım.
07:56O da zaten bu filmde de executive producer ne oluyor Türkçesi.
08:00Tam yok Türkçesi onu.
08:03Evet.
08:04Evet.
08:05İdari yapımcı değil.
08:07Yardımcı yapımcı değil.
08:09Yardımcı, ortak yapımcı değil.
08:11Destek yapımcı.
08:13Destekleyen yapımcı gibi mi acaba?
08:15Bütün artık selebritlilerin executive producer olma hikayesi.
08:19Elbisinde de işte Brits, John ve Steve de executive producer.
08:21Evet, evet.
08:22Gördüm, gördüm.
08:23Kreatif, yani yaratıcı şeye de dahil oluyorlar değil mi biraz mı?
08:27Executive olunca.
08:29Yoksa olmuyorlar mı?
08:31Bazen öyle, bazen değil.
08:32Bazen sadece para veriyor.
08:34Ben onların hangisi daha iyi?
08:36Geniş bir alan oldu.
08:37Evet doğru.
08:38Karıştırıyorum.
08:39Neyse işte o senaryoyu verdi.
08:41Ve bir sene falan sürdü.
08:43Sonrasında Hawaii'de bir çekimdeydi.
08:45Ondan sonra okuduktan sonra da filme dahil oldu.
08:48İlk dahil olan Steve esasında.
08:50Ve çok güzel bir şey yaptık.
08:53Zoom'da görüştük.
08:54Filmlerimi izlemişti zaten o sırada.
08:56Ve dahil oldu ve kimse yokken o vardıysa aslında filmde.
09:01Harika.
09:02Zaten herhalde o yolu Steve'in kabul etmesiyle yol zaten kendi laf diye aklına devam eder değil mi?
09:08Öyle olmuyor.
09:09Olmuyor ama.
09:10Hadi biraz bunları da anlat.
09:11Ya zor.
09:12Burayı biliyoruz, oraya dair fikrimize.
09:14Şimdi orada şöyle, bir yıldızın olması lazım ki finans bulacaksın.
09:17Finansın olacak ki oyuncu bulacaksın.
09:19Ve çok önceden planlanmış programlardan bahsediyoruz.
09:23Dolayısıyla ve bir yandan da sürekli bir agent dünyası.
09:29Felaket bir dünya.
09:30Yani agentlerin hepsini suda boğabilirsin.
09:32Ve ilk de mutsuz olmazsın yani.
09:35Çünkü sürekli yalancılar yani.
09:37Doğaları gereği sürekli ay filminize bayılıyor, ay filminize bayılıyor.
09:40Adam okulmuş haberi yok mesela.
09:42Bekliyorsun sürekli okusun diye.
09:44Zor bir süreç.
09:47Yani orada birisi her yerde olduğu gibi kişisel bağlar önemli.
09:52Orada agentler çok önemli o bir.
09:54Benim de esasında agentim CIA idi.
09:56CIA'de bu en büyük agency.
10:01Yani en büyük menajerlik.
10:04Bizdeki tam menajer de değil onlar.
10:06Ama çünkü ayrıca menajerler de var.
10:08Sistem farklı evet.
10:09Menajerler daha kariyer planlaması ve seçeceğin projelerle ilgili konuşurken...
10:12Para verdiğin arkadaşın gibi menajerlik.
10:15Agent ise...
10:16Anlaşmalar üstüne galiba.
10:17Anlaşmalar yapıyor.
10:18Sana daha çok iş getiren insan vesaire.
10:20Menajer acaba gidip şunun kitabını alsak da haklarını alsak mı?
10:23Bak şöyle bir şey dolaşıyor ortalıkta falan diyen insan.
10:26Agent da ne bileyim işte...
10:29Nuri Bilgi'ye şu filmi çekiyormuş seni oraya önerdim diyen insan.
10:33Yani ikiye bölünmüş gibi.
10:34Anladım.
10:35Bizde de bir bütün ya hepsi aslında.
10:36Evet.
10:37Bir de bunların dışında bir de avukat daha var mesela.
10:39Onlar da çok önemli rol oynar.
10:41Benim avukatım Spielberg daha...
10:43Dikin de avukatı.
10:44Her şeyi duyanlar da onlar esasında.
10:46Mesela konuşulmayan bir şey bu ama...
10:48Kim ne çekiyor, ne yapıyor falan her şeyi biliyorlar.
10:51O boşta, şu oyuncu boşta.
10:53Bilmem ne çünkü...
10:55Anlaşmaların...
10:56Bir de tarihler var değil mi?
10:57Hani üç senelik, beş senelik tarihleri zannediyorum belirli oyuncular.
11:00Evet.
11:01Bayağı ondan belli oluyor.
11:02Ben mesela buraya gelene kadar...
11:04Marvel Smith Meisel'daki Rachel Brosnah'ın mesela çok ilgileniyordu rolle.
11:08Onunla bayağı bir konuştuk ve...
11:10Çok istiyordu hakikaten.
11:12O yüzden 4-5 defa Zoom yaptık yani onunla da.
11:15Bayağı karakterler çalışmaya bile başlamıştık.
11:17Ama onun oyunu mesela Off-Broadway'deydi.
11:19Bir anda Broadway, Oscar Isaac'da bir oyunda vardı.
11:22Broadway'ye geçti bir anda.
11:24Dolayısıyla gelemedi.
11:26Sonra Juna Temple...
11:28O çok ilgileniyordu.
11:30O da çok sevmişti.
11:32Marvel'la mı kaptırmıştı?
11:33Evet.
11:34Marvel'la bir yandaşkası vardı galiba.
11:35Venom.
11:36Hatta Marvel'den bayağı çıkmaya çalıştı.
11:38Gelmek istedi.
11:39Bunu erteleyin falan.
11:40Çünkü Marvel'in çekimleri de yoktu.
11:41Onun bir dövüş...
11:43Öğrenmesi lazımdı.
11:45Film çekimlerine 3 ay önceden falan...
11:47Dövüş öğrenmeye başlaması lazımdı.
11:49Orada ben bu film yapmak istiyordum falan.
11:50Ama kaçamadı gelemedi.
11:52Çünkü kontrat...
11:53Bayağı bir dava açacağız falan böyle arkamına.
11:55Sonra Andrew Scott'la bayağı konuştuk.
12:00Öyle mi?
12:01Evet.
12:02John Magoro için.
12:03Evet.
12:04Fleabag'deki rahip.
12:06Ooo daha sonra neler neler.
12:08Tabii tabii.
12:09Eski'ye gitti.
12:10Kimlerin uyumcısı.
12:11Evet.
12:12Ondan sonra Oskar Ayzek'le bir ara...
12:15...semeriye okudu konuştuk.
12:17Bayağı bir dolaştı.
12:19Fakat...
12:20çok zor bir süreç bu.
12:21Yani bayağı yıprandım.
12:23Hadi yani.
12:24Çok yıprandım.
12:25Yani ki çok ben dirençli bir insandır.
12:28Yani tank gibiyimdir.
12:29Ben böyle bir şey yaparken düşmem kolay kolay.
12:32Bir ara kimse gelmeyecek ve yapamayacağız falan diye düşünmeye başladım hakikaten.
12:37Bir lama vardı.
12:39Kast direktörünün.
12:40Kast duvarımızda.
12:41Bir de...
12:42Lama da bile değişiklik oldu.
12:43Onun kastı da öyle kolay olmadı.
12:44Yani lamalar...
12:45Çeşitli lamalara kast edildi.
12:47Bir şey bir resmi var yan yana.
12:49İki resim var sadece.
12:50Lama terk etti beni gerçekten.
12:52O çok koydu.
12:53Lamanın programa uymadı.
12:55Set programı.
12:56Bu kadar yoğun ki.
12:57Lama da yoğun yani.
12:59Sanki hakikaten bir yerde stand-up'a çıkıyor.
13:01Tiyatrosu var Lamanın.
13:02Yani Lamanın programı...
13:03Lama bile çok sinirleniyor.
13:05Niye ayırt etmemeliyiz?
13:07O da bir canlı öyle.
13:08Bir sahnede, çok hoş bir sahnede bir lama var.
13:11Evet.
13:12Gerçek bir lama.
13:13Ondan bahsediyoruz.
13:14Evet.
13:15Kelebekler, salyangozlar...
13:17Lama şimdi.
13:18Çok şaşırdım biliyor musun?
13:19Bir şey deniyorum yani.
13:21Lamayı bile organize etmek zor diyorsun ya Hollywood'da.
13:25Benim şansım şu oldu ama.
13:26Hollywood demek gerekmiyor değil mi ya?
13:28Bence değil.
13:29Değil mi?
13:30Dendiği zaman garip geliyor bana.
13:32Bilmiyorum evet.
13:33Kısa çekmek diye bir şey var galiba biraz.
13:36Ama şu işin özünde en büyük şansım şu oldu Muammer.
13:41Şey yazar grebi.
13:45Tam bir anda filmlerin kendi şansı ve yolu var.
13:49Mesela sarmaşıkta o gemiyi bulmam da çok şanstı.
13:52Gişe memurunda o yolu bulmam şanstı.
13:54Çünkü çekilemez diyorlardı.
13:56Sonra bir anda oldu.
13:58Kelebeklerde çektiğimiz yeri bulmamız şanstı.
14:01Evet tamam.
14:02Ben pasaportumu kaybettim.
14:03Yurt dışına bir yere gidecektik.
14:04Pearl Jam konserine gidecektik.
14:06Gidemedik.
14:07Canımız sıkıldı.
14:08Bir anda arabaya bastık gittik.
14:10Şans eseri oraları bulduk ve orada çektik.
14:13Her gün kendini...
14:15Sinema tarihinde hep yanında senin desene.
14:17Bak var öyle bir şey ya.
14:18Gerçekten yani şanslıyım o konuda.
14:21Ne güzel.
14:22Dilimi ısırdım.
14:23Evet.
14:24Ve bir anda grev oldu.
14:27Grev hem şansımız hem şanssızımız.
14:29Çünkü Steve Buscham'i bu filmin parçası diye verayetle falan bir şey çıkartsak
14:33daha yatırımcı bulacağız.
14:34Filmde bayağı bir eksiği vardı.
14:36Ama yapamıyoruz.
14:37Çünkü grev kırıcı gibi gözükeceğiz.
14:39Bir yandan onu çıkartamıyoruz ama bir yandan pat diye şey oldu.
14:45Grev olunca diziler çekilmesi durdu.
14:47O yüzden galiba Severance'da falan buluştu.
14:49Severance ara verdi.
14:50Brad'de buluştuk.
14:51Brad'da çok sevdik bir ürünüze.
14:53Biz böyle yarım saat, bir saat yarım saat buluşuruz dedik.
14:56İki buçuk saat falan.
14:57Kaka kiki kaka kiki.
14:58Senayi de çok sevmiş.
14:59Bayıldım bayıldım.
15:01Çok iyi.
15:02Yani benim için filmin sürprizi oldu.
15:04Bir de film Suzy'nin üzerine esasında.
15:06Çok güzel karakter oldu.
15:07Yani hikaye onun üzerinden akıyor aslında.
15:10Evet.
15:11Ve senaryoda da o kadar gözükmüyor.
15:13En az konuşan olduğu için hani bazı oyuncular da anlayamamıştı.
15:16Ama o sahne, o sayede oyuncuları bulduk.
15:21John da öyle geldi.
15:23Ama John mesela benim yazarken ilk düşündüğüm insandı.
15:26Yani onu istiyordum ben başımdan beri.
15:29Bayıldım.
15:30Tipi de oydu.
15:31First Cow'daki özellikle tipini.
15:32Benim de ilk keşfim First Cow.
15:34First Cow'ı izledim ve büyülenmişti.
15:36Ama her yerden görürüz esasında onu değil mi?
15:38Hep bir yerlerde ama...
15:39Sonra bakınca o neler de izlemişiz ama...
15:42işte o First Cow'daki o...
15:44Harika bir karakter.
15:45Pardon Tuğca.
15:46Ay anlayamazsın.
15:47Bakın.
15:48O karakter müthiş bir karakterdi.
15:50Evet.
15:51Çok.
15:52O kadar yumuşacık, o kadar...
15:53Öyle olması lazımdı Key'nin.
15:54Çünkü Key'nin gerçekten nefret edeceğin bir insan.
15:56Yani öldürürsün onu.
15:58O yüzden...
15:59Anlıyor çünkü.
16:00Anlıyor çünkü.
16:01Anlıyor çünkü.
16:02Acaba.
16:03Yaşıyor bir kelime çünkü.
16:04Zor bir karakter.
16:05Bir de diyorum ki sana o gün sahnede de söyledim.
16:08Aa John Magoro'nun saçı...
16:10Ne durun?
16:12Benziyorlar biraz araya.
16:14Tolga sana çok benziyor dedim.
16:16Salonda güldü onun üzerine zaten.
16:18Yani...
16:19Görüntü yönetmeni mi?
16:20Ne çekiyoruz diye bir ara...
16:21İlk gün sordu.
16:22Yemin ediyorum oldu bu.
16:23Ben zannetmişim John'a.
16:24Çok benziyorlar.
16:25Bir de set bitti.
16:26John saçını kazıtarak geldi.
16:28Buluşmaya.
16:29Çok güzel olmuş.
16:30Anlıyor ki.
16:31Tolga da böyle yapsın saçını.
16:32John da...
16:33Gerçekten John da kazıdık saçını.
16:35Tolga'ya da...
16:36Şey kısa yakışıyor demek ki.
16:38Oluyor değil.
16:39Hani...
16:40Çekim sürecinden biraz sen var.
16:42Çünkü filmde Tuğçe'nin de küçük de olsa bir rolü var.
16:45Ben evet.
16:46Cameo gibi hani böyle bir şey ki.
16:47O bile çok güzel bir deneyimdi gerçekten.
16:49Çok.
16:50Ya çok...
16:51Bir kere direkt oyuncu gözüyle de bütün o seti görmek de çok deneyimdi.
16:55Ve Amerikalı oyuncularla sohbet edip onun fırsatını da buldum ama...
17:00Ya Tolga'nın seti aslında aynı.
17:02Bir şey değişmedi.
17:03Sadece daha büyüktü her şey.
17:05Ve daha organizasyonlardı.
17:07Yemekler dahiydi ya.
17:08Yemekler, set kocaman böyle giriyorsun.
17:10Aa gerçekten böyleymiş.
17:12Evet böyle büyük bir setler var falan diye.
17:15Çok organize bir her şey.
17:17Ve çok bir sektör olduğunu hissediyordun.
17:20Herkes gayet profesyonelce işini yapıyordu yani.
17:23Ve çok rahatlardı.
17:24O çok hoşuma gitmişti.
17:25Şimdi şunu o gece sinemadaki soru cevapta bahsettiği şeyi biraz açmanı istiyorum.
17:33Çok bana farklı geldi o anlattığı şey.
17:36Avrupa'daki ve Türkiye'deki oyuncularla Amerika'daki oyuncular birbirinden.
17:40Hadi o farklarını biraz anlat bize.
17:42Evet yani çok doğru şeylerle anlat.
17:44Yani nasıl desem şöyle.
17:46Ben Avrupalı oyuncularla...
17:47Pardon kesiyorum sözünü ama.
17:48Tam şöyle oldu çünkü.
17:50O çok önemli bir workshop'tan çıktı.
17:53Ve bir anda çok uzun zaman geçmeden sonra Amerika'lı oyuncularla tanıştım.
17:58İkisini çok rahat kıyaslayacak bir zamandı.
18:00Evet tam sıcağı sıcağın oldu.
18:02O yüzden Avrupalı Amerikalı diye söylemiştim şeyde o gün film gösteriminde de.
18:07Yani 10 tane profesyonel Avrupalı oyuncu ile ben 2 ay bir workshop yaptık.
18:13Programa katıldık.
18:14Hem Avrupalı kast direktörleri hem de bir tane de Amerikalı bir kast direktörü vardı.
18:19Kast direktörleri arasında bir de fark vardı.
18:21Öyle söyleyeyim.
18:22Biz tabi hep kamera önünde bir şeyler oynadık ettik filan.
18:25Sonra da Amerika'ya gelince bir baktım.
18:27Avrupalı oyuncuların kamera önündeki tavrı ile Amerikalı oyuncuların tavrı başka.
18:34Amerikalı oyuncular artık sektörün getirdiği çok fazla oynamaktan mı?
18:38Çok fazla işte auditiona gitmekten ya da pratik etmekle alakalı olabilir.
18:43Çok daha supleksleri kuvvetli çok daha...
18:46Ha öyle bir komedi mi istiyorsun tamam o zaman onu yapalım.
18:49Ve gerçekten oynuyorlar.
18:50Biz biraz daha gerilebiliyoruz.
18:52Ceplerine çok fazla şey var.
18:53Tabiri caizse işte tırnak içine biraz daha kasılabiliyoruz.
18:56Rahatlamamız gerekiyor gibi gibi.
18:58Böyle öyle bir şey hissetmiştim.
19:00Belki çok büyük bir fark değildir.
19:01Belki böyle kategorize de etmemek gerekir yani sonuçta.
19:04Ama sektöre bağladım yani.
19:07Daha yaygın çalışmaya bağladım onu.
19:09Şey var çok fazla janralarda oynama şansa sahipler.
19:12Bir anda mesela bilim kurgunda da oynuyor.
19:15Aksiyon filminde de oynuyor.
19:17Değil mi?
19:19Dramada da oynuyor.
19:20Komedide de oynuyor.
19:21Zırttak komedide de oynuyor vesaire vesaire.
19:23Dolayısıyla ceplerinde çok fazla şey var.
19:25Bunların hepsinin seçmelere giriyor sürekli.
19:27300 tane falan dedi ya aslında.
19:29Evet biz konuşuyoruz.
19:30Ben işte bize anlatıyorum.
19:32Ben bayağı işte 3 aydır audition yok falan diyorum.
19:34Ne?
19:35Biz mahvoldurduk.
19:36Çok düşerdik demelcize olurduk diyor oyuncular mesela.
19:39Bu grevden dolayı biraz az gelmiş.
19:42Ay şu anda 15 audition verdim işte grev olduğu için diyorlar.
19:45Ne harika ama falan diyorum.
19:47Bu hafta 15 tane verdim falan.
19:49Profesyonel o düşünce gibiler.
19:50Ama bir yandan tabii çok kalabalık oldukları için doğal olarak onun sayısı yine aslında
19:55nasıl lazım ki bir tutturabilsinler bir tane.
19:58Bu söylediğini düşündüm aslında bir taraftan da.
20:01Hani o kadar fazla ki sayı olarak belki orada oyuncu adayları veya işte profesyonel oyuncular.
20:08Hani o süzgecin üzerinde kalabilmek için şahane de dans ediyorlar.
20:13Çok da güzel şarkı söylüyorlar.
20:14Ama bir şey söyleyeceğim kaçırıyorlar da çok fazla.
20:16Mesela ben gittim ve audition yapıyorum.
20:18Ve auditiondaki oyuncularımın hepsinden çok memnunum.
20:21Mesela Lee o Arnavut Mafya'ya oynayan.
20:25Her yerde her şeyi kaçırılıyor.
20:26Muhteşem bir oyuncu.
20:28Ve diyorum ki Susan.
20:29Susan da Shopmaker'da bütün New York'taki bağımsız filmlerin New York'ın Harika Uyguru gibi düşünüyorum.
20:36Tamam Susan da önüne bir kast ettirildi.
20:39Lucinda'dan sonra Susan oldu.
20:40Çünkü New York'ta yapınca daha New York'ta birisi olması lazımdı.
20:43Lucinda biraz uzakta kaldı Londra'da o.
20:45Ve John of Everett'i de o getirdi bu arada.
20:48Ve diğer oyuncularım da o da ışınlarını hep o ayarladı.
20:51Ya geliyor bu Ward mesela.
20:53Ward Horton işte şey şimdi başka bir dizide de oynuyor şu anda da o.
20:56İyi bir diziye girmiş.
20:57Gördüm geçenlerde.
20:59Agency'de oynuyor galiba.
21:01Çok iyi oyuncu.
21:03Yani bakıyorum CV'sinde çok bir şey de oynamamış.
21:07Yani diyorum ki nasıl olmaz bu.
21:09Oradaki New York'ta dediğin gibi o kadar fazla oyuncu var ki.
21:12Ve kaçıyor gözler.
21:14Arnold Lee.
21:15Sonra Susan'la onu konuştuk.
21:17Ya bunlar çok iyiydi.
21:18Sen benim bütün favorilerimi seçtin dedi.
21:20Yani benim de en favori oyuncularım bunlardı dedi getirdiklerinde.
21:23E niye oynamıyorlar?
21:24Çok.
21:25Çok fazla oyuncu var.
21:27Evet.
21:28Ve az şey çekiliyordu New York'ta.
21:30Şimdi Los Angeles yangınlarından sonra biraz değişti bu arada.
21:32Bir de işte bir şey oluyor.
21:33New York'a kaydı birazcık.
21:34Hani bir şeyle çok parlıyorlar.
21:37Ondan sonra artık gözünden kaçmamaya başlıyor oyuncu.
21:39İşte ben.
21:40Ben mesela White Lotus'u seyrettim son.
21:42O da benim şeyim.
21:44Favori demeyeyim de böyle ne deniyor?
21:48Ona bir kelimesi var.
21:50Gizli.
21:51Guilty pleasure gibi bir şey mi?
21:53Guilty pleasure.
21:54Evet.
21:55Bayılıyorum White Lotus'u izlemeye.
21:58Oradaki gibi hani dişlik bir İngiliz oyuncu kıza.
22:00Evet evet.
22:01Bayıldım ona.
22:02Çok sempatür.
22:03Eğerse çok meşhurmuş o kızlar.
22:04Öyle mi?
22:05Evet.
22:06Daha önce o şey hangi dizilerde?
22:07Bir iki dizide daha oynamış.
22:09Euphoria'da oynamış.
22:11Oradaki listeli kızlarından biriymiş.
22:14Tuğçe'nin dizi.
22:15Ben izledim ama tabii çok oluyor hatırlayamam.
22:17Ama White Lotus'da daha bir rolünü bulmuş gibi o zaman.
22:21Tabii tabii ben White Lotus'da gördüm.
22:22Çok çok hoşuma gitti.
22:23Bir rolle par diyorlar.
22:25Ondan sonra yürüya kulum oluyor.
22:27Evet.
22:28İşte Britt'in olayı da bu.
22:29Evet.
22:30Mesela bundan sonra Britt ne yaparsa ben herhalde...
22:33Muhteşem bir kere sesi var.
22:35Böyle o sesiyle etkiledim.
22:36Sesi bende çok aşırı.
22:38İlk sesi buldum.
22:39Önce sesi buldum.
22:40Ben de çok etkilenmiştim.
22:41Önce sesi buldum zaten Suzy'nin.
22:42Ya bende bir de hep Suzy vardır.
22:43Ya Kelebekler'de de Suzy'dir.
22:44Gişemem'de de Suzan vardı.
22:46Niye öyle bir tatlı?
22:47Eski Suzy o.
22:48Ben hep Kenan.
22:49Şimdi de Kenan olmadığı için Keane.
22:51Hep Afar Oteli vardır bende.
22:53Veya Afar vardır.
22:54Ve herkes Meteor sigarası kullanıyor mutlaka bende.
22:57Hepsinin anlamı var benim için.
23:00Ama yani tekrar hep tekrar ediyorum.
23:03Bilmiyorum neden.
23:04Yani hep böyle oluyor.
23:05Karakter erkek Kenan.
23:07Kadın Suzy.
23:08Allah Allah.
23:09İkinci Suzy'yim demişti Britt'in sonra.
23:12Ha evet evet sen de Suzy'sin.
23:14Biz Suzy'yiz.
23:15Birbirimize kelebekleri izleyip işte ben de bir devamıyım onun.
23:18Başka bir tarafıyım demişler.
23:19Ya bu auditionlarla ilgili küçük bir şey söyleyeceğim.
23:21Sadece paylaşmak istediğim için konuda.
23:23Bir Amerikalı cast direktörü ile de çalışmıştık.
23:26Bu iş için de audition verdim ben.
23:28Çok fazla audition şey yapmıyorlar.
23:30Onun da bir kuralı var.
23:31Yani belki Türkiye'de biraz daha oturtulmaya çalışıyor olduğu için.
23:34Maksimum iki kere alıp çıkıyorsun.
23:36Yani daha fazlasını hani bir de böyle bir de böyle yapmıyorlar.
23:39O da belki bir hız getirmiş olabilir.
23:41Ve rahatlık hani çalışma getirmiş olabilir.
23:43Paylaşmak istedim yani.
23:44Çok net kuralları var audition kuralları.
23:46Bizde daha uzun.
23:48Bizde böyle bir daha bir gevşeklik olabiliyor.
23:50Daha tam oturmamış bir şey var gibi görüyorum ben.
23:52Zaten izleniyor ama ondan bile emin değilim.
23:54Biz senden de audition aldık.
23:56Doğru.
23:57Tabii ki.
23:58Her zaman evet.
23:59Tabii öyle bir sisteme uyman gerekiyor.
24:01Bir de bizde şey var zannediyorum değil mi?
24:03Orada hani ben tabii hani ben işin hep bitmiş halimi biliyorum.
24:08Daha dair çok şey bildiğim şey yok.
24:10Bilgiler yok ama.
24:11Orada neredeyse bütün büyük oyuncular bile audition vermekten hani bir rahatsızlık
24:15duymuyorlar değil mi?
24:16Ya audition zaten iki taraflı bir şeydir ya.
24:18Yani sen de bakalım.
24:20İyi anlaşıyor musunuz esasında?
24:22Senin bir kabiliyet mevcutumuz bir şey değil audition.
24:24Yani kimyamız da nasıl?
24:26Yani bazen buluşursun.
24:28O da bir audition'dır.
24:29Ben mesela Tolga Tekene'de audition yapmamıştım.
24:31Onunla bir tanışıp bir oturup konuşmak isterim.
24:34Yani hani Kadir Çermiye'de yaptım hatırlamıyorum vesaire.
24:37Bartu'yla da audition yapmadık.
24:39Bir anlaşıyor muyuz esasında?
24:41O tarafı da var bu iş.
24:43Tabii ki yani audition herkes veriyor.
24:45Peki şey de merak ediyorum Tolga.
24:47Masih bu şimdiden audition almadın mı?
24:49Yani.
24:50Nasıl öyleymiş?
24:51Herkes veriyor derken.
24:52Öyle de gerek yok yani.
24:53Öyle atıp tutuyoruz gibi de.
24:55Beynlik yapabiliyor ya.
24:56Yapmadık yani.
24:57Peki bu büyük filmlerde işte hani Hollywood'da veya New York'ta mutlaka bir müdahale
25:06olur ama senaryoda ama kurguda bilmem ne diye hani bir efsane dolaşır.
25:11Bana olmadı.
25:12Öyle hiçbir şey olmadı.
25:13Yani şey bence açımdır bu arada.
25:16Ya açıktan kastım ne istediğimi bildiğim için.
25:19Herkes fikrini göndersin bana artık.
25:21O dördüncü film olunca yüzden fazla reklam çektim zaten hani.
25:24Herkes bir fikri oluyor reklam setlerinde de.
25:27Veya platformlara diziler çektim falan.
25:30Dolayısıyla beni çok gelmez ama.
25:33Genelde ne platformlara çekerken ne kendi filmlerin hiçbirinde.
25:37Ne de bu filmde kimseden bir müdahale olmadı açıkçası.
25:43Şey.
25:44Bir tek ismi işte konusunu konuşmuştunuz o kadar.
25:46Çok uzun yani o yüzden.
25:49O hep konuşuldu.
25:50Hakla veriyorum onlara.
25:51Ama şey evet olmuyor.
25:54Yani şey güler yüzlü olduğuma da bakma.
25:57Hani orada bazen böyle bir bakıştan falan.
25:59Ben bilirim senin öbür.
26:00Benim bir tarafımda görmemiş değilim.
26:03Evet bakarım yani böyle sert sert.
26:05Ama açığımdır da bu arada.
26:07Yani mesela kurgu yaparken çok insanla paylaşırım.
26:09Yazdığım zaman çok insanla paylaşırım.
26:11Ama set 21 günde bitirmek zorunda olduğum bir şey olduğu için.
26:14Hani biraz herkes sussun.
26:15Bu film 21 gün mü mevcut?
26:16Yine 21 gün 22 günde bitti.
26:18Kelebekler 18 günde bitti.
26:20Sarmaşık 19 günde bitti.
26:22Hani orada birazcık bir patron benim durumum oluyor.
26:27Yönetmendir tabii ki patron ya.
26:29Yoksa herkes başka bir yere gider.
26:31O yüzden orada bir ama açığımdır da yine.
26:34Mesela fikirlere ki bu filmin sonuyla ilgili bile hani bir fikir alıp.
26:41Sus ben şimdi filmi çekmeye çalışıyorum.
26:44Ben şu anda konuşmayı öldürmek istiyorum seni falan demiştim mesela Brit'e.
26:47Fakat 4 gün sonra ama düşüneceğim sana söz veriyorum demiştim.
26:50Bir önerisi vardı.
26:524 gün sonra yataktan hatırlıyorsun.
26:55Kalktım böyle Tuğçe uyuyor böyle.
26:57Ya Brit uyandırdın.
26:59Brit haklı ya dedim evet öyle olsa daha iyi olur falan dedim.
27:02Brit'in istediği son mu bizim izlediğimiz?
27:04Yani şu öldürmelerden bir tanesinin fazla olduğunu düşünüyordu.
27:09Şimdi söylemeyelim.
27:10Söylemeyelim.
27:11Sonunda da aynı şeyler söyledik ama.
27:12Yok yok anlaşılmaz var.
27:13Evet.
27:14Neyse işte sonunda mesela hani ama 4. film olmasaydı bunu da yapamazdım.
27:19Birazcık deneyim kazanmışım ben bunu bu sette gördüm.
27:22Çünkü New York çok kalatik bir şehir.
27:24Evet.
27:25Çok ve film seti de hiçbir şeyin doğru gitmediği bir yerdir.
27:28Sürekli sörf yapmaya çalıştığım bir yerdir.
27:30Hani oradan dalga gelir buradan dalga gelir.
27:32Ve artık şeydim çok sakin güler yüzlü tamam öyleyse şöyle yaparız dert değil hallederiz falan.
27:41O iyi geldi yani bu şey ilk gün biraz paniktim ama sonra çok rahat set.
27:48Peki şey merak ediyorum.
27:50Bayıldığımız Brooklyn'de evleri var ya onlardan birinin dışını kullanıyor.
27:54Halem.
27:55Halem değil ama orası.
27:56Halem miydi?
27:57Evet.
27:58Evet evet.
27:59Onların içine girdiğimizde gördüğümüz o stüdyo muydu o evin içi?
28:03O evdi galiba.
28:04Halem.
28:05Halem de bir evdi yani evin kendisi.
28:07117 bir şey.
28:09Okey tamam.
28:10Onu merak ettim acaba dedim.
28:12Hani hep stüdyo stüdyo deniyor ya.
28:14Yok işte barlar sadece şeydi.
28:17Otel.
28:18Yoksa barlar falan da hep oradan yoktu.
28:21Bar benim hep gittiğim köşedeki bar.
28:23Evet.
28:24Şey bir tane söyledi bir tanesi de daha başka bir yerdeydi.
28:29Hatta o çok komik.
28:30Lamanın olduğu bar.
28:31Tam böyle beşinci evinin üzerinde.
28:34Ve orada 23 ve 5'de hatırlıyorum.
28:38Ve lamayı sakinleştirmek için dolaştırıyorlar.
28:41Beşinci evde.
28:42Ve biz böyle duruyoruz.
28:43Lamayı izliyoruz.
28:44Çok dedim ki ne yapıyoruz biz ya.
28:46Beşinci evin ortasında lama dolaştırıyoruz.
28:48Yani saçmalık.
28:50Gerçekten.
28:51İnanamadım ben.
28:52Acaba diyorum şey bu CGI mı diyorum.
28:54Ama hiç CGI gibi de durmuyor diyorum falan.
28:57Neydi isminin?
28:58Daisy miydi?
28:59Hayır.
29:00Daphne.
29:01O eski Laman kastı değişti sonra.
29:04Sonra karıştırıyorum.
29:05Porno yıldızı.
29:06Porno yıldızı bir ismi var.
29:07Passion buna falan öyle bir şey.
29:09Passion bir şey.
29:10Evet böyle.
29:11Öyle ikili bir ismi.
29:12Porno yıldızı ismi var hayvanım.
29:13Hatırlayamadım.
29:14Peki bitti film.
29:16Ve ilk kez Tribeca da gösterdi.
29:18Çektiğin yerlere yakın bir yerde değil mi?
29:20Çok önemliydi benim için.
29:21Hadi ondan da biraz var.
29:23En önem verdiğim şey Tribeca'ydı bu sefer.
29:25Çünkü New York benim için özel bir şehir.
29:29İstanbul aşığıyım ben hakikaten.
29:31Ve İstanbul'dan başka bir yerde de yaşamak istemem yani.
29:34Ama New York benim film çekmeyi öğrendiğim aşık olduğum diğer şehir.
29:39Ve çok oraya da ait hissediyorum kendimi.
29:42Çünkü her sene gidiyorum gibi oldu.
29:44Yani hem sandalese gittiğimde gidiyorum.
29:46Bir şey oluyor gidiyorum sürekli.
29:48Ve zaman geçirdi.
29:50Bir buçuk senene orada yaşadım ben.
29:52Bir yandan da.
29:53Ve oraya bir hediye vermek istiyorsun.
29:59Steve Buscemi dediğin şehrin anahtarı olan bir adam.
30:02Bu 9-11 Eylül'den sonra.
30:0511 Eylül olaylarından sonra.
30:08Bayağı itfaiyeci falan.
30:10Hani oraya ilk gidenlerden bir tanesi falandı.
30:12İnsanların hani fotoğraf çekmesini yasaklayıp.
30:15Bayağı bir fiil girip çalışan bir insan.
30:19Ama herkes çok seviyor bir defa onu orada.
30:21John New York'lu.
30:23Brit New York'lu vesaire.
30:24Ve New York'a bir film yapıyorsun.
30:26Dolayısıyla bir çekerken de Tribeca'nın şeylerinden geçiyorduk.
30:30Gösterim yerlerinin yanından geçiyorduk.
30:31Kırmızı aralarının yanından geçiyorduk.
30:33Yani size de giderken.
30:34Dolayısıyla New York festivalinde en New York festivali de odur yani.
30:39Orada açmak istiyordum çok fazla.
30:40Ve orası oldu.
30:42Bir de bir izleyici ödülünde var.
30:44Ya onu ben bilmiyordum olduğunu hakikaten.
30:46Yarışma bölümü yok zannediyordum.
30:48Ve şey önce şu çok mutlu etti.
30:51Üç seans vardı.
30:52Üç seans hemen satıldı.
30:54Dördüncü seans koydular.
30:56Ve dördüncü seansın rush ticket diyorlar.
30:59Ve son anda gelmeyenlerin yerine girdiğin biletlerinin sırası.
31:03Bütün sokağın sonuna kadar gidiyordu.
31:05Yani yüzden fazla insan da girmek için bekliyordu.
31:08Yani bir tane daha seans olsa onu dolduracak kadar insan da bekliyordu.
31:12Sonra da en beğenilen film oldu.
31:15Yani seyirci ödülü oldu.
31:16O benim için artık film hani bir iddia çünkü.
31:20Yani New York'ta New York'larla New York hakkında bir film.
31:23Çünkü New York'ta parçası filmin.
31:25Bu ne cüret demediler.
31:27Derler bir de.
31:28New York'lar yani derler.
31:29Ters türler.
31:30Tabii tabii.
31:31Evet onlar öyle biraz.
31:32Bir de hem oyuncular New York'ta bir film çekmenin duygusunu Los Angeles'ta çekmeye göre çok daha farklı yaşadığını gördüm.
31:38Ben anladım söylediklerine göre.
31:39Hem de şey dediler ya hani artık böyle filmler izlemiyoruz çekmiyor bize çok iyi geldi dediler.
31:45Artık o böyle filmleri biraz daha açarsak ne deriz bilmiyorum ama.
31:4990'lar filmleri vardı.
31:50Ben öyle bir film yapmak istedim.
31:51Daha böyle evet.
31:5290'larda hani izlediğimiz kolay izlediğin ama biraz derdi olan.
31:55Biraz da hafif.
31:57Hani edebiyat olsa biraz daha Pulp Fiction'a da göz kırpan.
32:00bir film yapmak istedim.
32:04Çünkü ciddi ciddi oturup düşünürsen hani ne saçma başlıyor bu film.
32:08Ne alaka bu film falan diyeceğin şeyleri hani satın al ondan sonra eylem filmi.
32:13Ama derin elinde yakalayan yakalar bence bu evlilik konusu olarak.
32:16Ama o başlangıçta evet hepimiz şaşırdık ama tam Tolga Kareçeliklik başlangıçta o ben.
32:22Dedim yine bir şimdi P ile başlayan bir kelime var yapmış bir P'lik dedim ama.
32:28Hiçlik yine bir hiçlik yapmış.
32:31Ondan sonra durma bakalım ne gelecek arkasından.
32:33Çok da güzel geldi arkası.
32:35Teşekkür ederim efendim.
32:37Şimdi Türkiye'de vizyonda bundan sonrasına dair belli olan bir şey var mı?
32:41Bir festival turumu var mı?
32:42Belli olan tek şey benim artık bu filmle alakalı bitmiştir.
32:46Nereye gitmek isterse gidebilir.
32:48Yeni bir şeyler yazıyor.
32:50Bunun sanki böyle şey de olabilir dedim ya.
32:53Bu filmin devamı da gelebilir dedim.
32:55Hepsini ödüyorlar.
32:56Öyle bir geçirdim için.
32:58Kelebekler ikili ne zaman geliyor da diyorlar.
33:00Yani sarmış ışıklı devamı nasıl olur diyorlar.
33:03Devam mı? Bilmiyorum devamı nasıl olur.
33:06Peki hadi biraz her bendekilerden şöyle ufak ufak bir şeyler çıkar bize.
33:11Ya yapmayayım onu.
33:13Çünkü şöyle bir tane bir şey daha yazıyorum.
33:18Evet.
33:19Onun nerede olduğunu bilmiyorum daha.
33:22Türkiye mi Amerika mı diye.
33:24Neredeydi katsın ama.
33:26Bu sefer birazcık böyle karayip esintisi de var.
33:30Kadının karayipli olduğunu neden bilmiyorum.
33:32Hani böyle voodoo büyücüsü gibi bir şey hep düşünüyorum.
33:35Sana bunu ben söyledim mi?
33:36Tabii tabii konuştuk.
33:37Söyledim değil mi?
33:38Nereden geldiğini de biliyorum o şey.
33:39Hani okuduğumuz bir takım romanlar var.
33:42Evet evet.
33:43Evet evet.
33:44Türkiye bana verdiği romanlardan bir tanesinden geliyor.
33:47Doğru söylüyorsun.
33:48Bir tane öyle bir şey var.
33:50O yüzden Londra olabilir gibi geliyor.
33:53Bir tane 1920'lerde bir arkadaşımın anlattığı gerçek bir hikayeden esnenen bir şey var.
33:59Ama o büyüdükçe büyüyor.
34:01O biraz daha böyle.
34:02Onu çok merak ediyorum.
34:03O çok bende.
34:04Güzel o ya.
34:05Benim de o böyle.
34:06Favorin değil mi?
34:07Yapın onu falan diye.
34:08O çok güzel ya.
34:09Onu seviyorum.
34:10Onu seviyorum çünkü.
34:11Evet.
34:12Onu da biraz Yaşar Kemal.
34:13Biraz Marquez.
34:14Biraz bu.
34:15Mesela Lady Snowblood diye bir film vardır.
34:18Bilir misin?
34:19Çok eski 70'ler değil mi?
34:21Onu diyor.
34:22Galiba ya 67 ya 72 öyle bir şey.
34:24Ben anneannemin evine gittiğim zaman sürekli video kiralardı.
34:28Kaset kiralardı.
34:29Ve böyle şeyi çok severdim o.
34:31Japon samuray filmlerini.
34:33Onun çok büyük bir etkisi var üzerimde.
34:36Ve en çok sevdiğim sinema oydu yani.
34:39Ve birazcık o da var.
34:41Doğu An Doğu'da geçen biraz bir samuray hikayesi.
34:45Biraz western de var.
34:47Öyle bir şey.
34:49Bir de gerçek bir hikaye.
34:50O yüzden buralar deli gibi.
34:52Yaşar Kemal okuyorum.
34:54Çok ters köşe olur.
34:56Bambaşka olur bu filmden sonra.
34:57O gün şeyde de söyledin çünkü soru cevapta da söyledin.
35:00Bir tane de onu söyleyeyim onu da söyleyeyim sonra bitsin bu konu.
35:03Tamam.
35:04Bir tane de şey var.
35:05Bayağı porno var.
35:06Bayağı porno var.
35:08Bayağı porno var.
35:09Pornografik bir şey mi?
35:10Yani erotik daha çok.
35:12Erotik bir film var.
35:14Ama o da çok şey.
35:16Çok ayıp bir film o.
35:18Vay onu da merak ettim şimdi.
35:22Ya onu diyorum şimdi mesela bu anlattığın şeyleri.
35:26Tolga Karaçelik sinemasında düşündü.
35:28Neler çıkabilir acaba falan diye.
35:30Bir anlanıyorum ister istemez.
35:31Bir lama vardır kesin bir yerlerde değil mi?
35:34Başka hayvanlar gelecek diye düşünüyorum.
35:37Atlar var hepimdeki.
35:39Hadi Tuğçe.
35:41Henüz gelemedim ama final oyununa gelelim.
35:44Final mi diyelim.
35:45Sezon arası mı diyeceğiz?
35:46Sezon arası.
35:47Önümüzdeki sezon devam edeceğiz.
35:49Ama sezonun son oyunu 27 Nisan'da.
35:51Yerinde söyleyeyim mi?
35:53Söyle tabii.
35:54Alan Kadıköy'de.
35:55Pazar günü olduğu için.
35:56Tarih ve mekanı hemen burada alt kajede geçer.
36:01Çok güzel bir Nora.
36:02İpsen'in Norası'nın güzel bir adaptasyonla oynuyoruz.
36:05Zaten bekliyorum seni mutlaka.
36:06Sok final'e geleceğim.
36:07Alan Kadıköy 7'de.
36:09Pazar gününe denk geldiği için böyle güzel bir pazar aktivitesi.
36:12Sezonun son oyunu 27 Nisan.
36:14Nora.
36:15Bir bebek evi.
36:16Herkesi bekliyoruz.
36:17Partnerini de çok seviyor.
36:18Deniz Celiloğlu.
36:19Benim kocamı oynuyor.
36:21Böyle biraz sinir bir tipi oynuyor.
36:23Güzel yani.
36:24Kadınlar güle güle onu izliyor sinir bozukluğuyla.
36:27Bana yaptıklarını gelip görebilirsiniz.
36:30Güzel şeyler oluyor sonunda.
36:32Ben de zaten seni ne zamandır tiyatroda görmedim.
36:34Çok da özledim.
36:35Çok isterim.
36:36Çok biliyorum.
36:37Geleceğim.
36:38Geleceğim.
36:39Heyecanla bekliyorum.
36:40O zaman ikinize de çok teşekkür ediyorum.
36:42Biz teşekkür ederiz.
36:43Nihayet seni programında ağlayabildim.
36:46Çok da güzel bir ortam.
36:48Evet.
36:49Mutluyum.
36:50Efendim.
36:51Bir daha bakıyorum.
36:52Saykoterapi.
36:53Bir seri katil hakkında yazmaya karar veren yazarın sır hikayesi.
36:57Vizyonda.
36:58Kaçırmayın.
36:59Çok eğleneceksiniz.
37:01Bir İngilizce film olsa da yine bir Tolga Karaçelik.
37:04Bütün kodları Tolga'ya ait olan bayılacağınız filmlerden biri.
37:09Biraz böyle cümleler benimle sarsıldı.
37:10Yokuş aşağı.
37:11Yokuş aşağı.
37:12Yokuş aşağı olmazsınız.
37:13Yokuş aşağı.
37:14Evet.
37:15Action'dan bugünlük bu kadar.
37:16Önümüzdeki programda görüşünceye dek hoşçakalın.